1. EDEBİYAT – FELSEFE İLİŞKİSİ
- Bu iki faaliyetin temel ortak noktasında insan olmasıdır. Biri insanın “düşünme” melekesi ile ilgili biri de “yaratma” melekesi ile alakalıdır.
- Diğer bir ortak noktası ise dil üzerine inşa edilmiş olmasıdır. Tabi dili kullandıkları konuları başkadır.
- Bir şairin veya yazarın yazdığı eserlerde duygu ve düşünsel
- aktarılacağından uzaktan da olsa felsefe ile alakalıdır. Bu yüzden de edebiyat ve felsefe birbiriyle sıkı bir ilişki içerisindedir.
2. EDEBİYAT – PSİKOLOJİ
- Bilim olarak psikoloji ortaya çıkmadan önce de sanatçılar duyarlılığı ve sezgisi edebi eser öznesi olarak psikolojiyi farklı derecelerde kullanıyordu.
- Bilim olarak psikolojinin saptanması Freud ile başlar.
- Edebiyat ve Psikolojinin en genelleştirilmiş ortak öznesi insanın bütününü ele almasıdır. Fakat yine de bu iki dal insanın farklı noktalarına değinir.
- Bu iki bilim de birbiriyle ilişki içindedir ve birbirini etkilerler.
- Psikoloji’nin insanın ruh dünyası ile ilgili verdiği bilgilerle edebiyat bilimine katkı sağlar. Özellikle de roman, hikaye ve oyunlarda türünde psikolojinin bu etkisi ile kişilerin ruhsatı çözümlenmesinin yapılması kolaylaştırılır.
3. DİL – ZAMAN
- Dil hiçbir zaman sona ermiş, gelişimini tamamlamış bir varlık değildir aksine başlangıçtan beri, kesintisiz, sürekli gelişen ve değişen bir varlıktır.
- Bu değişim daha çok toplumun ihtiyaçlarına göre değişir ve toplum hayatı ile beraber yürür. Bunu da kendi kurallarına uygun yapmıştır.
- Dışarıdan, zorlama bir şekilde dile girmeye çalışan kelimeleri bünyesine almaz.
- DİL, anlatıma alacağı varlık, duygu ve düşünceleri ifade edecek kemikleri kendi imkanlarıyla bulamayınca başka dillerden alır. Başka dillerden aldığı bu kelimeler kendi dilin yapısına ve mantığına göre değiştirilip, millileştirilir.
- Dilin değişimi zamanla olur eğer bir toplumda dil hızlı bir şekilde değiştirilmeye çalışılırsa o toplumda sarsıntılar, kopukluklar meydana gelir.
4. TÜRKLERDE SÖZLÜKÇÜLÜK
- İlk sözlük niteliği taşıyan eser Kaşgarlı Mahmud’un Cihan-ı Lügatit Türk’tür. 20 yıl kadar yaptığı araştırmaların sonunda 1074 yılında bu eseri vermiştir. Bu eser bize 1 yıl önce Türk toplumunun ve dilinin yapısına kaynaklık eder.
- Bu eserde 9 bin civarında söz varlığı derlenmiştir.
- Bu eserin Türkçe anlamı ise “her Türk toplumunun konuştuğu dil” olarak da söylenmektedir.
- Divan-ı Lügati Türk’ten 60 yıl sonra Harzem sahanda Zemahşerj tarafında hazırlanmış olan Mukaddimetü’l-Edeb, Arapça öğrenmek isteyenler için yararlı bir eserdir.
- Bu eşer Harezm Türkçesi için dil malzemesi içermektedir.
- Codex Cumanicus’’ün 13. Yüz yılın sonlarında hazırladığı sanıldığı Kuman Türklerinin söz varlığı ve sözlü edebiyat ürünleri ile ilgili derlemesi vardır.
- Ilk bölüm Latin harfleri ile ortaya koyulmuştur ayrıca Kuman Türkçesinin söz varlığı ve birlikte dil bilgisi kurallarından oluşmaktadır.
- 18. Yüz yıldan sonra Türkçe-Türkçe sözlükler oluşturulmaya başlanmıştır.
En önemli Türkçeden Türkçeye sözlükler;
1. Mehmet Esad Efendi -> Lehcetü’l-lügat.
2. James W. Redhouse -> Müntabahat-ı Türkiyye ve Müntabahat-ı Lügat-ı Osmaniyye
3. Ahmet Vefik Paşa -> Lehçe-i Osmani
4. Şemseddin Sami -> Kamus-ı Türki
5. Türkçe Sözlük
- TDK tarafından yapılan ilk baskı 1945 yılındadır.
- Günümüze kadar 11 baskısı olmuştur.
- Sözlük fikri ilk 12 Temmuz 1932 yılında Türk Dili Tenkit Cemiyeti tarafından yapılmıştır.
- TDK son yıllarda bilim uygulamalarıyla yürütmesi ve yine bilişim uygulamalarıyla kullanıma sunma, sanal ortamda Türkçenin başvuru kaynaklarının atmasını sağlamıştır.
5. SANAL ORTAMDAKİ SÖZLÜKLER
- Bu hizmet 2002 yılında TDK tarafından hizmete sunulup pek çok alanda çeşitli sözlük türleri vardır.
- Bu çeşitli pek çok etkinlik veri tabanına 20 Ekim 2008 yılında girmiştir.