CEMİYETLER
A) Zararlı Cemiyetler | B) Yararlı Cemiyetler
(Milli Cemiyetler) |
|
Azınlık Cemiyetleri | Milli Varlığa Düşman Cemiyetler | |
Rumların Kurduğu:
– Etnik-i Eterya Cemiyeti- Mavri Mira Cemiyeti – Rum Pontus Cemiyeti Ermenilerin Kurduğu: Hınçak-Taşnak Cemiyeti Yahudilerin Kurduğu: Alyans İsrailit Cemiyeti |
-Kürt Teali Cemiyeti-Teali İslam-Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası
-Hürriyet ve İtilaf Fırkası -İngiliz Muhipleri Cemiyeti -Wilson Prensipleri Cemiyeti |
-Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
-İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti -İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti -Kilikyalılar Cemiyeti (Adana ve Çevresinde) -Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti -Trabzon Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti -Doğu Anadolu (Şark Vilayetleri) Müdf. Huk.C. -Milli Kongre Cemiyeti |
A) Zararlı Cemiyetler
a) Azınlık Cemiyetleri Etnik-i Eterya Cemiyeti- İlk kurulduğunda Yunanistan’a bağımsızlığını kazandırmak amacıyla kurulmuştur (1814).
- Girit İsyanı’na neden olmuşlardır (1896).
- Dünya Savaşı’nda ise Rumlar’ın yaşadığı tüm toprakları Yunanistan’a katarak eski Bizans’ı canlandırmayı amaçlamışlardır.
- İzmir ve çevresi ile Doğu Trakya’yı Yunanistan’a katmak için kurulmuştur.
- İstanbul’daki Rum Patrikhanesi bu cemiyetin başkanlığını çekmiştir.
- Trabzon Rum İmparatorluğu’nu tekrar kurmak amacı ile Rumlar tarafından kurulmuştur.
- Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni Devleti kurmak amacı ile Ermeniler tarafından kurulmuştur.
- İstanbul’daki Yahudi gençler tarafından kurulmuştur.
- Filistin’den Elazığ’a kadar uzanan Büyük İsrail Devleti’ni kurmayı amaçlamışlardır.
- İngilizler’in yardımıyla İstanbul’da kurulmuştur.
- Wilson İlkeleri’nden yararlanarak doğuda bir Kürt Devleti kurmak amaçlanmıştır.
- Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile birleşmeyi reddetmiştir.
- Ülkenin kurtuluşunu hilafet ve saltanatta görmüşlerdir.
- Anadolu’daki Milli Mücadele’yi engellemek için İstanbul’daki bazı müderrisler tarafından kurulmuştur.
- İttihat ve Terakki karşıtlarından oluşmuştur.
- Padişaha bağlılığı savunmuşlardır.
- Meşrutiyet ve demokrasi ilkelerine bağlı siyaset takip etmişlerdir.
- İttihat ve Terakki’nin en büyük karşıtlarıdır.
- Mondros’tan sonra Milli Mücadele’ye karşı iç ayaklanmalarda öncü olmuşlardır.
- İngilizler’in parasıyla İstanbul’da kurulmuştur.
- İngiliz mandasını savunmuşlardır.
- Osmanlı Devleti tarafından desteklenmiştir.
- Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunun ancak ABD’nin mandası ile mümkün olabileceği savunulmuştur.-
- Cemiyetin kurucularından bir kısmı Kurtuluş Savaşı’nda Milli Mücadelecilere katılmıştır.
B) Yararlı (Milli) Cemiyetler
Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti- Trakya’nın Yunanlar’a verileceği endişesi ile Edirne’de kurulmuştur.
- Osmanlı Devleti parçalandığı takdirde Batı Trakya ile birleşerek Trakya Cumhuriyeti’ni kurmayı amaçlamıştır.
- Mondros’tan sonra kurulan ilk direniş cemiyetidir (2 Aralık 1919).
- Lüleburgaz, Edirne kongrelerini düzenlemişlerdir.
- İzmir’in Yunanlar’a verilmesini engellemek amacı ile kurulmuştur.
- İttihatçı ve Bolşevik olmakla suçlanmışlar, düzenli bir cemiyet olamamışlardır.
- İzmir’in işgali üzerine kurulmuştur.
- ve II. Balıkesir Kongresi ile Alaşehir Kongresi’ni düzenlemişlerdir.
- Adana ve çevresinin Ermeniler’e verilmesini engellemek ve Fransız işgalinden korumak için kurulmuştur.
- Trabzon ve çevresinde Pontus Rum Devleti’nin kurulmasını engellemek için kurulmuştur.
- Trabzon ve çevresinde bağımsız bir Türk Devleti kurmak amacı ile kurulmuştur.
- İlk kurulduğunda padişaha bağlı iken daha sonra Milli Mücadele’ye katılmıştır.
- Doğuda bağımsız bir Ermeni Devleti’nin kurulmasını engellemek için kurulmuştur.
- Cemiyet şu kararları almıştır:
- Kesinlikle Doğu Anadolu’dan göç edilmeyecek.
- Doğu illeri bir saldırıya uğrarsa birleşilecek.
- Bilim, din ve ekonomi alanında teşkilatlanılacak.
- Erzurum Kongresi’ni düzenlemişlerdir.
- Milli Talim ve Terbiye Cemiyeti tarafından kurulmuştur.
- Türkler’e karşı yapılan yanlış propagandaları basım ve yayım yoluyla dünyaya duyurmak amaçlanmıştır.
- “Kuva-yı Milliye” deyimini ilk kullanan cemiyettir.
- Cemiyetlerin tabanını çoğunlukla eski İttihatçılar oluşturmuştur.
- Cemiyetlerde “Türklük” duygusu ön plandadır.
- Cemiyetler yalnız bulundukları bölgeleri kurtarmak için kurulmuştur.
- Genellikle basın ve yayın yoluyla mücadele etmişlerdir.
- Milli Cemiyetler; Sivas Kongresi’nde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı ile birleştirilmiştir.
- Dünya Savaşı’nı sona erdirecek barış antlaşmaların metninin hazırlanması için toplanılmıştır.
- İtilaf Devletleri; Araplar’ı, Ermeniler’i ve Rumlar’ı Osmanlı toprakları üzerinde çoğunlukta oldukları yerleri ispat etmeye çağırmıştır.
- Konferansta pek çok sahte belge kullanılmıştır.
- Wilson İlkeleri’ne ters düşmemek için manda ve himaye düşüncesi kabul edilmiştir.
- İzmir ve çevresi ile İstanbul’a kadar Doğu Trakya Yunanlar’a bırakılmıştır.
- Batı Akdeniz İtalya’ya bırakılmıştır.
- Doğu Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurulması kararlaştırılmıştır.
- Urfa, Antep, Maraş ve Suriye ile Lübnan Fransa’nın mandasına verilmiştir.
- Irak ve Filistin İngilizler’in mandasına verilmiştir.
- Yunanlar İzmir ve çevresinde Rum nüfusunun Türkler’den fazla olduğunu iddia etmiştir.
- Yunanlar’ın iddiası çürütülmüştür.
- Yunanlar Avrupalı devletlerin de desteğini alarak İzmir’i işgal etmiştir (15Mayıs 1919).
- Hasan Tahsin adında bir gazeteci Yunanlar’a ilk kurşunu atarak Milli Mücadele’yi başlatmıştır.
- Yunanlar kısa sürede Gediz ve Menderes vadilerini işgal etmiş Manisa ve Aydın’a kadar ilerlemişlerdir.
- Yunanlar’ı Aydın’dan sonra Demirci Mehmet Efe, Salihli yakınlarında da Çerkez Ethem durdurmuştur.
- Halk, asker, efeler ve eskiden eşkıyalık yapan bazı kişiler tarafından direniş cemiyetleri kurulmuş ve Kuva-yı Milliye birlikleri oluşturulmuştur.
KUVAYI MİLLİYE
a) Kuva-yı Milliye Birliklerinin Özellikleri:- İlk kez Yunan işgaline karşı Batı Anadolu’da kurulmuştur.
- Kuva-yı Milliye bölgesel olarak kurulmuş, bulundukları bölgeleri kurtarmayı amaçlamışlardır.
- Kuva-yı Milliye’de “Türklük” duygusu hakim olmuştur.
- Kuva-yı Milliye, ulusal bilincin uyandırılmasında etkili olmuştur.
- Kuva-yı Milliye TBMM’ye karşı çıkan bazı ayaklanmaları bastırmıştır.
- Kuva-yı Milliye daha sonra kaldırılarak Düzenli Ordu kurulmuştur (8 Ekim 1920).
- Askerlik tekniğini yeteri kadar iyi bilmemeleri, dağınık, düzensiz olarak mücadele etmeleri.
- Düzenli düşman ordularını durduracak güçten yoksun olmaları.
- Halktan zorla para ve malzeme toplamaları.
- Suçlu buldukları kimseleri yargılamaları.
- TBMM’nin aldığı bazı kararlara karşı gelmeleri.
AMİRAL BRİSTOL RAPORU (13 Ekim 1919)
- Yunan işgaline karşı direniş cemiyetlerinin kurulması İtilaf Devletleri tarafından hayretlikle karşılanmıştır.
- Avrupa basınında Türkler lehine yazılar yazılmaya başlanmıştır.
- İtilaf Devletleri durumu incelemek için işgal bölgesine bir komisyon göndermiştir.
- Amerika Delegesi Amiral Bristol aşağıdaki raporu hazırlamıştır:
- İzmir ve çevresindeki hristiyan halka işkence yapıldığına dair Paris Konferansı’na yanlış bilgi verilmiştir. Bu bilgiyi veren devletler ve kişiler sorumludur.
- İşgalden sonra Batı Anadolu’da yapılan katliamlardan Yunanlar sorumludur.
- Yunan askerleri geri çekilmeli ve yerlerine İtilaf devletlerinin kuvvetleri gönderilmelidir.
- İzmir ve çevresinde Türk halkının nüfusu fazladır. Bu nedenle burasının Yunanlar’a verilmesi sözkonusu olamaz.
- Türkler’in katliam yaptığı haberleri tarafsız bir devlet tarafından yalanlanmıştır.
- Rumlar’ın Ege Bölgesi’nde çoğunlukta olduğu iddiasının yalan olduğu ispatlanmıştır.
- İşgalin haksız olduğu dünya kamuoyuna bildirilmiştir.
- Ege Bölgesi’ndeki Türkler’in Yunanistan’a katılmayı kabul etmeyeceği belirtilmiştir.
- Vatanseverdir, mantıklıdır, idealisttir, gerçeği arama gücüne sahiptir, çok yönlüdür, yöneticidir, ileri görüşlüdür, gurura ve ümitsizliğe yer vermez.
- Kemal 1905 yılında Kurmay Yüzbaşı olmuştur.
- Trablusgarp Savaşı’nda gönüllü olarak savaşmış, bu savaştan sonra Binbaşı olmuştur.
- Balkan Savaşları sırasında Çanakkale Boğazı’nı koruyan kuvvetlerin Şube Müdürlüğü görevini üstlenmiştir.
- Balkan Savaşları’ndan sonra Sofya Ateşeliği’ne getirilmiştir.
- Dünya Savaşı’nda Tekirdağ’da 19.Tümen Komutanlığı görevine atanmıştır.
- Çanakkale Cephesi’nde; Anafartalar, Conkbayırı ve Kocaçimen’de başarılar elde etmiştir.
- Çanakkale Savaşı’nda albaylığa savaştan sonra da generalliğe (paşalığa) yükselmiştir.
- Kafkas Cephesi’nde Muş ve Bitlis’i Ruslar’dan geri almıştır.
- Güney (Suriye) Cephesi’ne 7. Ordu Komutanı olarak atanmıştır.
- Filistin Cephesi’nde Yıldırım Orduları Komutanlığı’na atanmıştır (1918).
- Samsun ve çevresindeki Türk halkı ile Rum çeteleri arasındaki olayları incelemek için Ordu Müfettişi olarak Samsun’a gönderilmiştir (16 Mayıs 1919).
- Kemal’in Mondros Antlaşması’nın hükümlerine karşı çıkması üzerine İstanbul Hükümeti, Yıldırım Orduları Komutanlığı’nı kaldırarak M.Kemal’i İstanbul’a çağırmıştır.
- Kemal, İstanbul’da işgalci devletlerin donanmasını görünce; “Geldikleri gibi giderler”, diyerek, kurtuluşa olan inancını belirtmiştir.
- Kemal, Ahmet İzzet Paşa’nın Kabinesi’nde Harbiye Nazırı (Savunma Bakanı) olmak için gayret gösterdiyse de bunda başarılı olamamıştır.
- Kemal, Sultan Vahdettin’e de düşüncelerini anlatmak istemiş, fakat Padişah’ın bir şey yapamayacağını anlamıştır.
- Kemal İstanbul’da kaldığı süre içerisinde arkadaşlarına Mondros’un hükümlerine uymamalarını söylemiştir.
- Kemal İstanbul’da yapılabilecek bir şey olmayınca Anadolu’ya geçmenin yollarını aramıştır.
- Samsun ve çevresinde Pontus Rum çeteleri Türkler’e saldırmıştır.
- İngilizler Avrupa kamuoyunu yanıltarak, saldırıların Türkler tarafından gerçekleştirildiğini bildirmiştir.
- İngiltere, Samsun ve çevresinin silahsızlandırılmasını, yoksa, bu bölgeyi işgal edeceğini söylemiştir.
- İngilizler’in baskıları sonucu Damat Ferit Paşa sadrazam olmuştur.
- Kemal Padişah iradesiyle 9.Ordu Müfettişliği’ne atanmıştır (30 Nisan 1919).
- Kemal, sivil yöneticilere de emir verme yetkisini istemiş ve bu yetkiyi almıştır.
- Kemal 16 Mayıs 1919’da yanındaki 17 kişi ile birlikte Samsun’a deniz yoluyla hareket etmiş ve 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ulaşmıştır.
- Kemal, bölgede huzuru bozanların Rumlar olduğunu, İngilizler’in antlaşma hükümlerine uymadıklarını İstanbul Hükümeti’ne bir telgrafla bildirmiştir.
- Kemal, İstanbul Hükümeti’nin bir şey yapmaması üzerine millet ve orduyu bilinçlendirmek için daha güvenli olan Havza’ya geçmiştir (25 Mayıs 1919).
- Kemal’in İttihat ve Terakki karşıtı olması.
- Kemal’in, Türk ordusunun Almanlar’ın kontrolüne verilmesine karşı çıkması.
- Padişah’ın veliahtlık döneminden itibaren M.Kemal’i yakından tanıyor olması.
- Kemal’in daha önceki başarıları.
- Bölgede güvenliğin sağlanması.
- Asayişsizliğin çıkış nedenlerinin saptanması.
- Bölgedeki silah ve cephanenin toplanması.
- Halka silah dağıtan kuruluşların ortadan kaldırılması.
- İngiliz mandasını isteyenler.
- Amerikan mandasını isteyenler.
- Bölgesel kurtuluş yollarını arayan cemiyetler.
GENELGELER
Genelge ve Kongrelerin Formülü : HABEB A SALE Havza Genelgesi (28-29 Mayıs 1919)- Kemal Havza’da hazırladığı bir genelgeyi ülkenin askeri ve mülki amirlerine bildirmek için telgraflar çekmiştir.
- Büyük ve heyecanlı mitingler düzenlenecek ve işgaller protesto edilecek.
- İstanbul Hükümeti’ne protesto telgrafları çekilecek.
- Büyük devletlerin temsilcilerine uyarı mektupları ve telgrafları çekilecek.
- Mitinglerde hristiyan halka zarar verilmeyecek.
- Havza Genelgesi ile halkın milli mücadele için bilinçlenmesi sağlanmaya çalışılmıştır
- Ülkenin pek çok yerinde işgalleri protesto mitingleri düzenlenmiştir.
- İtilaf Devletleri’nin baskısıyla Harbiye Nezareti M.Kemal’i İstanbul’a çağırmıştır (8 Haziran 1919).
- Kemal çağrıya cevap vermemiş, ve Amasya’ya geçmiştir (12 Haziran 1919).
- Kemal bazı arkadaşlarını gizli olarak Amasya’ya çağırmış ve işgaller hakkında görüşmüştür.
- Rauf Bey, Refet Paşa, Ali Fuat Paşa, Cemal Paşa ve Kazım Karabekir’in de onayıyla Amasya Genelgesi yayınlanmıştır.
- Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. (Gerekçe)
- İstanbul Hükümeti, üzerine düşen görevi yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok durumuna düşürmektedir.
- Milletin geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (Amaç ve yöntem)
- Her türlü etki ve denetimden uzak bir kurul oluşturulmalıdır. (Temsil Kurulu)
- Anadolu’nun en güvenilir yeri olan Sivas’ta milli bir kongre düzenlenmeli, bunun için de her bölgeden üç delege Sivas’ta olacak şekilde yola çıkmalıdır.
- Delegelerin seçimlerini Redd-i İlhak, Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri ve belediyeler yapacaktır.
- Doğu illeri için 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır.
- Mevcut askeri ve milli örgütler kesinlikle dağıtılmayacak, komuta bırakılmayacak ve başkalarına teslim edilmeyecek.
- Bu genelge sır olarak tutulmalı ve delegeler kimliklerini gizli tutarak seyahat etmelidirler.
- Türk İnkılabı’nın İhtilal Safhası başlamıştır.
- Kurtuluş Savaşı’nın gerekçesi, amacı ve yöntemi belirlenmiştir.
- İlk kez milli egemenliğe dayalı bir yönetimden bahsedilmiştir. (3.madde)
- İstanbul Hükümeti ilk kez yok sayılmıştır. (3.madde)
- Türk milleti hem İstanbul Hükümeti’ne hem de işgalci güçlere karşı mücadeleye çağrılmıştır.
- Kurtarıcı olarak görülen Padişah,Hilafet, manda ve himaye düşüncesinin yerini millet ve milliyetçilik düşünceleri almıştır.
- Üstü kapalı olarak Temsil Kurulu oluşturulmasından bahsedilmiştir. (4.madde)
- Kemal, kendisine verilen yetkiyi aşmıştır.
- Genelge yayınlandıktan sonra İngilizler’in baskısı sonucu İstanbul Hükümeti M.Kemal’i görevinden alarak İstanbul’a çağırmıştır.
- Kemal kendisinin “padişahın iradesiyle” atandığını bildirerek zaman kazanmaya çalışmıştır.
- Padişah, M.Kemal’in görevden alındığına dair buyruk çıkarmıştır (8 Temmuz 1919).
- Kemal, İstanbul’a aynı gün, resmi görevinden ve askerlik mesleğinden istifa ettiğini bildirmiştir.
- Hiçbir yetkisi kalmayan M.Kemal’e Kazım Karabekir, Kolordusu ile emrinde olduğunu bildirmiştir.
- Doğuda Ermeniler’e karşı Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti mücadele veriyordu.
- Ermeni tehlikesine karşı nasıl hareket edileceği konusunu belirlemek için Erzurum’da Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından Erzurum Kongresi düzenlenmiştir.
- Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, asla parçalanamaz.
- İstanbul Hükümeti, vatanın bağımsızlığını koruyamadığı takdirde, geçici bir hükümet kurulacaktır.
- Manda ve himaye kabul edilemez.
- Azınlıklara egemenliğimize engel olabilecek ayrıcalıklar verilemez.
- Kuva-yı Millî’yi etkili ve milli iradeyi hakim kılmak esastır.
- Mebusan Meclisi derhal toplanmalı ve hükümetin çalışmaları meclis tarafından kontrol edilmelidir.
- Kongre bölgesel yapılmasına karşılık, alınan kararlar yönüyle ulusal bir kongre özelliğine sahip olmuştur.
- Kongrenin 1.maddesi, Misak-ı Millî’de de yer alan maddedir.
- Heyet-i Temsiliye (Temsil Kurulu) 9 kişiden oluşmuştur. Başkanı M.Kemal olmuştur.
- Manda ve himaye ilk kez reddedilmiştir (İngiliz mandası).
- İlk kez bir hükümet kurma fikrinden bahsedilmiştir.
- Doğu Anadolu’da kurulan milli cemiyetler, Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti çatısında birleştirildi.
- Kongrede alınan kararlar Milli Mücadele’nin temelini oluşturmuştur.
- Kongrenin kararları tüm yurtta sevinçle karşılanmıştır.
- İstanbul Hükümeti kongrenin meşru olmadığını ilan etmiştir.
- İşgalci güçler, olayı geçici bir isyan hareketi olarak değerlendirmişlerdir.
- Batı Cephesi’nde Yunanlar’a karşı mücadele eden Kuva-yı Milliye’nin örgütlenmesi, sevk ve idaresi ile ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yapılmıştır.
- Kongre, Hareket-i Milliye Redd-i İlhak adı altında toplanmıştır.
- Yunanlar’ın işgali devam ettikçe seferberlik sürecektir.
- Herkes askerlik göreviyle yükümlüdür.
- Askerden kaçanlar yakalanınca ya yurt dışına sürgüne gönderilecek ya da Yunanistan’a teslim edilecektir.
- Hareketi tek elden yönetmek için Merkez Heyeti kurulacaktır.
- Balıkesir Kongresi’nde işgalci güçlere telgraflar çekilmiştir.
- Kongre, padişaha bağlılığını bildirmiştir.
- Kongre, Sivas’a delege göndermekte çekingen davranmıştır.
- Kongre bağımsız hareket etmiştir.
- Balıkesir Kongresi kararlarını pekiştirmek, düzenli askeri örgütü geliştirmek amacıyla toplanmıştır.
- Yunanlar’a karşı mücadele devam edecektir.
- Asker ve silah ihtiyacı karşılanacaktır.
- Yunanlar’a karşı gerekirse İtilaf Devletleri’nden yardım istenecektir.
- Kongre, İstanbul Hükümeti’ne karşı çıkmıştır.
- Kongre, Sivas’a sembolik olarak katılma kararı almıştır.
- Kongre bağımsız hareket etmiştir.
- Balıkesir ve Alaşehir kongreleri Sivas Kongresi’nde örgütlenmeyi kolaylaştırmıştır.
- İstanbul Hükümeti bu kongreyi engellemek için Galip Bey’i görevlendirmiş fakat başarılı olamamıştır.
- Sivas Kongresi 38 delegenin katılımı ile toplanmıştır.
- Kongrede M.Kemal başkan seçilmiştir.
- Erzurum Kongresi kararları aynen kabul edilmiştir.
- Tüm milli cemiyetler Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirilmiştir.
- Manda ve himaye fikri kesin olarak reddedilmiştir (ABD mandası).
- Temsil Kurulu’nun yetkileri tüm yurdu temsil edecek şekilde genişletilmiştir.
- Devletin ve milletin bağımsızlığı zedelenmemek şartıyla borç alınabileceği kabul edilmiştir.
- Mebusan Meclisi’nin açılması için çalışmaların devam etmesi kararlaştırılmıştır.
- İrade-i Milliye adlı bir gazete çıkarılmasına karar verilmiştir.
- Her yönüyle ulusal bir kongredir.
- Sivas Kongresi, seçimle gelen delegelerden oluşmuştur.
- En çok tartışılan konu manda ve himaye olmuş, fakat kesin olarak reddedilmiştir.
- Misak-i Milli’nin esasları belirlenmiştir.
- Yürütme yetkisi Temsil Kurulu’na verilmiştir. Ali Fuat Paşa Batı Anadolu’ya Kuva-yı Milliye Kumandanı olarak atanmıştır.
- Temsil Kurulu üye sayısı 15 olmuştur.
- Milli Mücadele, teşkilatını ve liderini bulmuştur.
- Temsil Kurulu, İstanbul Hükümeti ile posta ve telgraf haberleşmelerinin kesildiğini bildirmiştir.
- İstanbul yanlısı idareciler İstanbul’a geri gönderilmiştir.
- Damat Ferit Hükümeti baskılara dayanamayarak istifa etmiş, Ali Rıza Paşa Hükümeti kurulmuştur.
- İstanbul Hükümeti Sivas Kongresi kararlarını aynen kabul edecektir.
- İstanbul Hükümeti Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni yasal bir kuruluş olarak tanıyacaktır.
- Azınlıklara siyasi ve ekonomik ayrıcalıklar verilmeyecektir.
- Meclis-i Mebusan’ın bir an önce toplanması sağlanacaktır.
- Türklerin çoğunlukta olduğu bölgelerin işgaline izin verilmeyecektir.
- İtilaf Devletleri ile yapılacak barış görüşmelerinde Temsil Heyeti’nin uygun göreceği kişilerin bulunması sağlanacaktır.
- İstanbul Hükümeti Temsil Heyeti’nin hukuksal varlığını ve Erzurum ve Sivas kongresi kararlarını kabul etmekle Anadolu’da ki ulusal mücadeleyi hukuksal olarak tanımış oluyordu.
- Anadolu’nun haklılığı ulusal mücadeleye katılımı artırırken itilaf Devletleri de Türk ulusunu diledikleri gibi yönlendiremeyeceklerini anlamaya başladılar.
- Kemal, Temsil Kurulu ile birlikte Ankara’ya gelmiştir.
- Ankara ili, Erzurum ve Sivas’tan sonra Milli Mücadele’nin yeni merkezi olmuştur.
- Ülkenin doğusunun ve batısının Ankara’dan kontrol edilebilir olması.
- Düşman tehlikesinden uzak bulunması.
- Asıl savaşın olduğu Batı Cephesi’ne yakın olması.
- Demiryolu ulaşımı ve haberleşmenin elverişli olması.
- İstanbul’daki gelişmeleri daha yakından izleme imkanının bulunması.
- Ankara’nın Ali Fuat Paşa’nın kontrolü altında olması.
- Son Osmanlı Mebusan Meclisi 12 Ocak 1920’de açılmıştır.
- Kemal, Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu oluşturarak kendi fikirlerinin Mebusan Meclisi’nde kabul edilmesini ve meclise başkan seçilmeyi istemiştir.
- Mebusan Meclisi Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu tanımamış bunun yerine Felah-ı Vatan Grubu oluşturulmuştur.
- Meclis M.Kemal’i başkan seçmemiştir.
- Mebusan Meclisi padişaha bağlı gibi hareket etmiştir.
- Mebusan Meclisi, esaslarını M.Kemal’in belirlediği Misak-ı Milli kararlarını kabul etmiştir (28 Ocak 1920).
- Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, asla parçalanamaz.
- Arap topraklarının geleceği için halkın oyuna başvurulacaktır.
- Batı Trakya halkının geleceğini halk kendi oyuyla belirleyecektir.
- Elviye-i Selase’nin (Üç il; Kars, Ardahan ve Batum) geleceği için halk oyuna başvurulacaktır.
- İstanbul ve Marmara Denizi güvenlik altına alınmalıdır.
- Boğazlar konusunda diğer devletlerle yapılacak anlaşmalarla alınan kararlar uygulanacaktır.
- Azınlıklara, komşu ülkelerdeki müslüman azınlıklara verilen haklardan daha fazla hak verilemez.
- Kapitülasyonlar kesinlikle kabul edilemez.
- Bağımsızlığımızı ve ekonomik gelişmemizi engelleyecek hiçbir sınırlandırma kabul edilemez.
- Misak-ı Milli ile milli ve bölünmez Türk vatanının sınırları çizilmiştir.
- Bağımsızlık yolunda önemli bir adım atılmıştır.
- Erzurum ve Sivas kongreleri kararları Mebusan Meclisi tarafından da kabul edilmiştir.
- Türk Ulusu bağımsızlık bilincine ulaşmıştır.
- Misak-ı Milli ile belirlenen sınırlar, Lozan Barış Antlaşması ve sonrasında bugünkü sınırlarımız oluşturulmuştur.
- Misak-ı Milli’nin kabul edilmesi ile İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal etmiş ve Mebusan Meclisi basılmıştır (16 Mart 1920).
- Mebusan Meclisi’nin kapatılması TBMM’nin açılmasının zeminini hazırlamıştır.
- İtilaf Devletleri Mebusan Meclis’inin kapatılması ile Milli Mücadele’nin sona ereceğine inanmıştır.
- Baskılar sonucu Ali Rıza Paşa görevinden istifa etmiş (3 Mart 1920), yerine Salih Paşa sadrazam olmuştur (8 Mart 1920).
- Adana çevresinde Ermeniler’in katledildiği yolunda yalan haberler yayılmıştır.
- İtilaf Devletleri sözde katliamdan İstanbul Hükümeti’ni sorumlu tutmuş ve İstanbul’u işgal etmişlerdir.
- İşgal geçicidir.
- İtilaf Devletleri’nin amacı işgal değil, Osmanlı Devleti’nin nüfuzunu arttırmaktır.
- Anadolu’da isyan çıkarsa ya da Türkler katliam yaparsa İstanbul Türkler’den alınacaktır.
- Herkes saltanatın merkezi olan İstanbul’un emirlerine uymak zorundadır.
- İstanbul ile telefon ve telgraf görüşmeleri kesilmiştir.
- İstanbul’da yapılan tutuklamalara misilleme olarak Anadolu’daki İtilaf Devletleri’nin görevli subayları tutuklanmıştır.
- İstanbul ve Adana’dan düşman askerinin ulaşımını önlemek için Niğde Ulukışla’da ve İzmit Geyve çevresindeki demiryolları tahrip edilmiştir.
- Eskişehir ve Afyon çevresindeki İngiliz kuvvetlerinin bölgeden çıkarılması ya da silahsızlandırılması kararlaştırılmıştır.
- Anadolu’da bulunan resmi ya da özel bütün mali kuruluşların para ve değerli eşyaları belirlenerek İstanbul’a gönderilmesi yasaklanmıştır.
- İtilaf Devletleri Salih Paşa’ya Misak-ı Milli’ye karşı olduğunu ilan etmesini istemişlerdir.
- Salih Paşa baskılara dayanamayarak istifa etmiş, yerine yeniden Damat Ferit Paşa sadrazam atanmıştır (5 Nisan 1920).
- Padişah meclisi feshetmiştir (11 Nisan 1920).
- İtilaf Devletleri meclisi dağıtmıştır.
- Milletvekillerinin bir kısmı sürgün olarak Malta’ya gönderilmiştir.
- Kaçabilen milletvekilleri Ankara’ya gelmiştir.
- Damat Ferit Paşa Şeyhülislam’a Kuva-yı Milliye aleyhine bir fetva yazdırarak fetvayı ülkenin her yanına dağıtmıştır.
- İtilaf Devletleri’nin İstanbul’u işgal etmesi ve Mebusan Meclisi’nin kapatılması üzerine M.Kemal, bir genelge yayınlayarak Ankara’da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin toplanacağını bildirmiştir.
- Genelgede seçim yapılarak her sancaktan 5 delegenin 15 gün içinde Ankara’ya gelmesini istemiştir.
- Olağanüstü Yetkilere Sahip Meclis 23 Nisan 1920’de açılmıştır.
- Meclis üç gruptan oluşmuştur:
- Seçimle belirlenenler,
- Kapatılan Mebusan Meclisi’nden gelenler,
- Sürgünden dönen 14 milletvekili.
- Hükümet kurmak gereklidir.
- Geçici kaydıyla bir hükümet reisi tanımak veya padişah vekili atamak doğru değildir.
- TBMM’nin üstünde güç yoktur.
- TBMM, yasama ve yürütme yetkisine sahiptir.
- Meclisten ayrılacak bir kurul meclise vekil olarak hükümet işlerini görür.
- Meclis başkanı, hükümetin de başkanıdır.
- Padişah ve halifenin durumu, bulunduğu baskıdan kurtulduktan sonra Meclis tarafından görüşülecek ve durumları belirlenecektir.
- TBMM’nin açılması ile yeni Türk Devleti kurulmuştur.
- “Geçici bir hükümet reisi tanımak doğru değildir” denerek meclisin bağımsızlığı ve devamlılığı belirtilmiştir (2.madde).
- TBMM’nin üstünde güç olmadığı belirtilerek İstanbul Hükümeti yok sayılmıştır (3.madde).
- İlk TBMM’de “güçler birliği ilkesi” ve “Meclis Hükümeti Sistemi” kabul edilmiştir (4.madde).
- Bu önerge 20 Ocak 1921 Anayasası kabul edilinceye kadar Meclisin çalışma esaslarını belirlemiştir.
- “Türkiye Büyük Millet Meclisi” adının kullanılması; kurulan yeni devletin milliyetçi düşünceler taşıdığını ve Türk milletine dayandığını ortaya koymaktadır.
- TBMM’nin açılması ile Temsil Kurulu sona ermiştir.
- TBMM, Meclis Hükümeti Sistemi ile çalışmıştır.
- TBMM, kurucu meclistir. Ancak ulusal birliğin dağılmaması için “Olağanüstü Yetkilere Sahip Meclis” adı kullanılmıştır.
- “Milli Egemenlik” ilkesi gerçekleşmiştir.
- İlk meclis, çok farklı görüş ve mesleğe sahip kişilerden oluşmuştur. Bu kadar farklı görüşe sahip insanları bir arada tutan düşünce “yurdun bağımsızlığını” kurtarma düşüncesidir.
- TBMM, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasını sağlamıştır. Zor koşullar altında yıpranan meclisin 1 Nisan 1923’te yenilenme kararı alınmış, 11 Ağustos 1923 tarihinde II.TBMM açılmıştır.
- TBMM açılmıştır (23 Nisan 1920).
- Hıyanet-i vataniye Kanunu çıkarılmıştır (29 Nisan 1920).
- İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur (11 Eylül 1920).
- TBMM ilk anayasası olan Teşkilat-ı Esasiye’yi kabul etmiştir (20 Ocak 1921).
- İstiklal Marşı kabul edilmiştir (12 Mart 1921).
- Saltanat kaldırılmıştır (1 Kasım 1922).
- İzmir İktisat Kongresi toplanmış ve Misak-ı İktisadi kabul edilmiştir (18 Şubat-4 Mart 1923).
- Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır (24 Temmuz 1923).
- Yunan ilerleyişi devam ettiğinden bir anayasa çıkarılması zorlaşmıştır.
- İnönü Savaşı’nın kazanılması üzerine M.Kemal bir önerge yayınlamıştır (13 Eylül 1920).
- Teşkilat-ı Esasiye adındaki bu önerge Türk Devleti’nin ilk anayasası olmuştur (20 Ocak 1921).
- 23 esas ve bir ek maddeden oluşmuştur.
- Kanun-i Esasi’nin Teşkilat-ı Esasiye ile çelişmeyen bölümleri yürürlükte kalmıştır.
- Türkiye Devleti’nin ilk anayasasıdır.
- Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
- Kanun yapmak (yasama) ve yürütme yetkisini kullanmak milletin tek ve gerçek temsilcisi olan TBMM’ye aittir.
- Türkiye Devleti TBMM tarafından yönetilir ve hükümet “TBMM Hükümeti” adını alır.
- TBMM, iller halkınca seçilen üyelerden oluşur.
- TBMM’de seçim iki yılda bir yapılır.
- TBMM, hükümeti seçtiği vekillerle (bakanlarla) yönetilir.
- Şer’i hükümlerin uygulanması TBMM’ye aittir.
- Meclis başkanı hükümetin de başkanıdır.
- Yeni Türk Devleti’nin kuruluşunun siyasi ve hukuki belgesidir.
- Güçler Birliği İlkesi kabul edilmiştir.
- Türk tarihinde ilk kez egemenlik ulusa verilmiştir.
- Meclis içinde İstiklal Mahkemeleri kurulmuş ve yargı gücü de kullanılmıştır.
- Ulusal birliğin bozulmaması için devletin rejimi belirtilmemiştir.
- TBMM, yaptığı anayasa ile Kurucu Meclis özelliğini göstermiştir.
- Meclis Hükümeti sistemi kabul edilmiştir.
- Şer’i hükümlerin TBMM tarafından yerine getirilmesi kabul edildiğinden 1921 Anayasası laik bir anayasa değildir.
- 1921 Anayasası, 1924 Anayasası’nın ilanına kadar yürürlükte kalmıştır.
- Devletin rejiminin cumhuriyet olduğu belirtilmiştir (1923).
- Cumhuriyetin ilanı ile Meclis Hükümeti Sistemi sona ermiş Kabine Sistemi’ne geçilmiştir.
- İstanbul Hükümeti’nin TBMM aleyhine yayınladığı fetva.
- Kemal ve arkadaşlarının gıyabî olarak idam istemiyle yargılanmaları.
- İstanbul Hükümeti’nin Anadolu üzerinde otorite kurmak istemesi.
- İstanbul Hükümeti’nin Milli Mücadele’yi İttihatçı ve Bolşevik olarak nitelendirmesi.
- İtilaf Devletleri’nin Milli Mücadele’nin Padişah ve Halifeye karşı yapıldığı şeklindeki propagandaları.
- İngilizler’in boğazların iki tarafında da tampon bölge oluşturmak istemeleri.
- Asker kaçaklarının otorite boşluğundan yararlanmak istemeleri.
- Bazı kişilerin manda ve himaye istemesi.
- Azınlıkların işgallerden yararlanarak bağımsız devlet kurma çabaları.
- Kuva-yı Milliye birliklerinin disiplinsiz hareketleri.
- Bazı Kuva-yı Milliye birliklerinin Düzenli Ordu’ya katılmak istememeleri.
- Jandarma emeklisi Binbaşı Ahmet Anzavur tarafından çıkarılmıştır.
- Balıkesir, Biga, Gönen, Manyas ve Susurluk çevresinde yayılmıştır.
- Ayaklanmayı Çerkez Ethem bastırmıştır.
- Kuva-yı Milliye’ye karşı İngilizler’in yardımları ile kurulmuştur.
- İzmit ve Geyve çevresinde etkili olmuştur.
- Ayaklanma Ali Fuat Paşa tarafından bastırılmıştır.
- Kuva-yı İnzibatiye birliklerinin bir kısmı Kuva-yı Milliye’ye katılmıştır.
- Boğazların kontrolünü sağlamak için İngilizler’in desteği ile çıkarılmıştır.
- Ayaklanma, Çerkez Ethem’in yardımları ile Ali Fuat Paşa ve Refet Bey tarafından bastırılmıştır.
- Osmanlı Hanedanı’na bağlı ayanlardan olan Çapanoğulları Yozgat’ta, Aynacıoğulları ise Zile’de ayaklanmışlardır.
- Çerkez Ethem ayaklanmayı bastırmaya çalışmış, ancak Yunan ilerleyişi başladığından Batı Cephesi’ne geri çağrılmıştır.
- Yıl sonunda ayaklanma merkezden gönderilen güçler tarafından bastırılmıştır.
- Yunanlar’ın kışkırtması sonucu Çopur Musa Afyon’da “Din elden gidiyor” diyerek ayaklanmıştır.
- Kuva-yı Milliye güçleri ayaklanmayı bastırmıştır.
- Delibaş Mehmet, hükümet binasını basmış ve binaya el koymuştur.
- Milli güçler tarafından ayaklanma bastırılmıştır (22 Kasım 1920).
- Urfa Viranşehir’de Fransızlar’ın kışkırtmaları sonucu ayaklanmışlardır.
- Ayaklanma Kuva-yı Milliye tarafından bastırılmıştır.
- Rumlar, Trabzon’da Pontus Rum Devleti’ni kurma düşüncesiyle ayaklanmışlardır.
- İngilizler tarafından desteklenmiştir.
- Kurtuluş Savaşı boyunca en uzun süren ayaklanma, Pontus Rum ayaklanmasıdır.
- Ayaklanma Şubat 1923’te bastırılabilmiştir.
- Fransızlar’ın desteği ile Ermeni İntikam Alayı Adana ve çevresinde katliamlar yapmıştır.
- Ayaklanma Güneydoğu Anadolu’ya yayılmıştır.
- Milli Mücadele’nin kazanılması ile ayaklanmalar bastırılmıştır.
- Denizli, Burdur, Dinar ve Çal çevresinde çıkmıştır.
- Ayaklanmayı I.İnönü savaşından önce Refet Bey bastırmıştır (30 Aralık 1920).
- Kütahya, Gediz ve Demirci çevresinde çıkmıştır.
- Çerkez Ethem, I.İnönü Savaşı sırasında Düzenli Ordu’ya saldırmıştır.
- İnönü Savaşı’ndan sonra ayaklanma bastırılmıştır (24 Ocak 1921).
- Çerkez Ethem ve arkadaşları Yunanlar’a sığınmıştır.
- Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarılmıştır (29 Nisan 1920).
- İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur (11 Eylül 1920).
- İstanbul Hükümeti ile tüm ilişkiler kesilmiş, İstanbul’dan gelen evraklar geri gönderilmiş, İstanbul Hükümeti’nin yaptığı her türlü iş yok sayılmıştır.
- Düzenli Ordu kurularak Kuva-yı Milliye birlikleri kaldırılmıştır.
- İstanbul Hükümeti’nin çıkardığı fetvaya karşılık, Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi tarafından karşı fetva yazılarak Milli Mücadele’nin haklılığı halka duyurulmuştur.
- Kurtuluş Savaşı uzamıştır.
- Milli Mücadele’nin kazanılması gecikmiştir.
- Yunanlar, Anadolu’da ilerleme fırsatı bulmuştur.
- Boş yere kardeş kanı dökülmüştür.
- TBMM gücünü, ayaklanmaları bastırmak için kullanmıştır.
- TBMM, tüm ayaklanmaları bastırarak Anadolu’da otoriteye hakim olmuştur.
- Hıyânet-i Vataniye Kanunu kabul edilmiştir (29 Nisan 1920).
- İstiklâl Mahkemeleri kurulmuştur (11 Eylül 1920).
- Mahkeme kararlarında temyiz hakkı yoktur.
- Mahkeme üyeleri TBMM üyeleri arasından seçilmiştir.
- Asker kaçakları orduya geri dönmüştür.
- Ayaklanmalar bastırılmıştır.
- İç güvenlik sağlanmıştır.
- Devlet organları işlemeye başlamıştır.
- Vergi ve asker alımları kolaylaşmıştır.
- Antlaşmanın metni İtilaf Devletleri tarafından Paris Barış Konferansı’nda hazırlanmıştır (18 Ocak 1919).
- Yunanlar İngilizler’in desteği ile kısa sürede Balıkesir, Nazilli, Karamürsel, Mudanya’yı ele geçirmiş ve Bursa-Uşak çizgisinin doğusuna kadar ilerlemişlerdir.
- Yunanlar bundan cesaret alarak Doğu Trakya’da da ilerlemişler ve İstanbul’a yaklaşmışlardır.
- Başkenti bile kaybetme korkusuna kapılan Osmanlı, ümitsizlik içerisinde Sevr Antlaşması’nı imzalamıştır.
- Mebusan Meclisi dağıtıldığından dolayı antlaşmayı Dar-ı Şura-yı Saltanat imzalamıştır.
- İtalya’ya; Rodos ve Oniki Ada,
- Yunanistan’a; Diğer adalar bırakılacak.
- İstanbul, Osmanlı Devleti’nin başkenti olacak. Osmanlı, azınlıkların haklarını koruyamazsa İstanbul Osmanlı’nın elinden alınacak.
- Boğazlar, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak.
- Boğazlar, Boğazlar Komisyonu tarafından yönetilecek, komisyonun ayrı bir bayrağı ve bütçesi olacak.
- Mecburi askerlik kaldırılacak.
- Asker sayısı 50,700’ü geçmeyecek.
- Orduda ağır silah bulunmayacak.
- Deniz gücü 13 küçük gemiyi geçmeyecek.
- Osmanlı Maliyesi, İtilaf Devletleri’nin kontrolünde bulunacak.
- Bütçeyi İngiliz, Fransız, İtalyan ve Türkler’den oluşan bir komisyon belirleyecek. Osmanlı üyeleri bu komisyonda yalnızca danışman olarak bulunacak.
- Osmanlı Devleti savaş tazminatı ödeyecek.
- Kapitülasyonlar yeniden yürürlüğe girecek ve bütün devletler yararlanacak.
- Sevr Antlaşması ile Osmanlı yok sayılmıştır.
- Osmanlı Devleti Sevr ile başka devletlerin yönetimine bırakılmıştır.
- Galip Devletler Osmanlı’yı aralarında paylaşmışlardır.
- Azınlıklara geniş haklar verilmiş, Türkler’in kendi vatanındaki hakları kısıtlanmıştır.
- Mebusan Meclisi dağıtıldığından antlaşma onaylanmamış ve uygulanamamıştır. Bu yönüyle Sevr, 1878 Yeşilköy (Ayastefanos) Antlaşması’na benzer.
- Yunanlar antlaşmayı onaylatmak için Batı Anadolu’da ve Trakya’da ilerleyişe geçmişlerdir.
- İngilizler Bandırma ve Mudanya’ya asker çıkarmıştır.
- Sevr’in imzalanması, milletin Milli Mücadele’ye olan inancını arttırmıştır.